29 Mart 2009 Pazar

dünyanın en tuhaf mahluku

Bir seçim günü, oy kullanmak için sırada beklerken arkamdakilerin önümdekilerin konuşmalarına kulak misafiri oluyorum. Burada yaşamaya devam etsen, seçimleriyle seni yönetenleri belirleyen kitle ortada işte. Sağımda, solumda kuş beyinleriyle şahane yorumlar yapıyorlar.. Yurt dışına gideyim, kaçayım buralardan desen gönül razı olmuyor.. Her seçimde aynı sinir harbini yaşayıp evime dönüyorum. Hep bu şiir geliyor aklıma, bir tek benimkine gelmiyor herhalde az önce Altan Erkekli bir programda okuyordu.

akrep gibisin kardeşim,
korkak bir karanlık içindesin akrep gibi.

serçe gibisin kardeşim,
serçenin telaşı içindesin.

midye gibisin kardeşim,
midye gibi kapalı, rahat.

ve sönmüş bir yanardağ ağzı gibi korkunçsun, kardeşim.
bir değil,
beş değil,
yüz milyonlarlasın maalesef.

koyun gibisin kardeşim,
gocuklu celep kaldırınca sopasını
sürüye katılıverirsin hemen
ve âdeta mağrur, koşarsın salhaneye.
dünyanın en tuhaf mahlukusun yani,

hani şu derya içre olup
deryayı bilmiyen balıktan da tuhaf.

ve bu dünyada, bu zulüm
senin sayende.

ve açsak, yorgunsak, alkan içindeysek eğer
ve hâlâ şarabımızı vermek için üzüm gibi eziliyorsak
kabahat senin,
— demeye de dilim varmıyor ama —
kabahatın çoğu senin, canım kardeşim!

Nazım Hikmet

Hiç yorum yok: