10 Kasım 2010 Çarşamba

Sihirli Elmalar


Grupanya gibi siteler bu kadar yaygın değilken görmüştüm o tarz sitelerin birinde Sihirli Elmalar kampanyasını. Hemen kendi sitelerine girdim baktım, çok güzel görünüyordu. 5 tane sipariş verdim, iki gün içinde elimdeydi.

Çok güzel paketlenmiş, tatları da harika. İçinde yeşil elma var, çok tatlı olduğu söylenemez. Yiyen herkes beğenmedi mesela, elmanın üstünde bir kat karamel üzerinde de çikolata ve başka şeyler var. Ben bayıldım, güzel bir hediye olabilir diye düşünüyorum :)



1 Kasım 2010 Pazartesi

Hırsız- Polis, hangisi daha beter bilemedim

Apartmanın kömürlüğüne hırsız girmiş. Kömürlük diyorum ama depo aslında, gayet muntazam, her dairenin bir odası var. Ahşap kapılar, kapılarda asma kilit var. Depo girişinde de demir parmaklıklı bir kapı var. Bütün kapıların kilitleri tek tek açılmış. Bazıları talan edilmiş, bazılarını çok karıştırmamışlar. Demirli kapının kilidini resmen yamultmuşlar, ses çıkmaması mümkün değil. Ama kimse duymamış. Neyse sabah bir komşumuz aradı. İndik depoya. Annem bizim depoyu mis gibi düzenlemişti. Yazın yaptığı tüm konserveler ve en önemlisi çeyizlerim oradaydı. Hem aldığı tencere tavalar (bkz: Tencerenin Yeşil Kulpu) hem de elleriyle yaptığı şeyler depoda duruyordu.

Annem duyunca çok üzüldü tabi. En çok bizim depoyu dağıtmış. Biz indikten sonra iki tane polis geldi. "Merhaba hanımefendi geçmiş olsun olayı anlatır mısınız? İlk kim fark etti?" falan gibi sorular bekliyor insan tabi polis diyince. İki amca geldi, ellerini arkada kavuşturdu, depolara baktı, "Yenge çok olay oluyo bu ara" gibi bazı cümleler kurdular. Uzman ekip gelecek dediler. Biz de bütün apartman olarak polisi genelde dizilerde gördüğümüz için, uzman ekibi Hayat Ağacındaki Kyle vari tipler olarak düşündük. Gelip parmak izi alacaklar diye hiç kimse bi yeri ellemiyo görmeniz lazım :)


Parmak izi alacaklar diye kolileri açıp bakamıyoruz annemle. Gidip geliyoruz girip çıkıyoruz ama koliler boş mu dolu mu anlamadık. Annem ağlıyo, emek emek aldım ben onları diye. (Yemin ederim çok emek verdi, annemi bütün çeyiz mağazaları tanıyor artık o derece.) Anneannemden kalan bazı şeyler var, onları bi daha nerede bulucaz.

Ben artık uzman ekip gelmiyo diye hırkamın önünü kavuşturdum bakkala indim. Apartman kapısında gözlüklü dombak bir amca, kartında Olay Yeri İnceleme yazıyor. İndik aşağı beraber, annemi aradım. Komşuları al gel diye. Neyse o gelene kadar biz depoya indik. Çok olay var acelem var diyor bi taraftan. Hiç güven vermiyor, yılış yılış bi tip böyle. İk'cı olarak iş görüşmesi yapsam bi daha şirketin kapısından giremez öyle diyim yani. Bi iki tanesinin fotoğrafını çekti ama resmen elinin ucuyla. Tamam yani biz de depodan bakır çaldılar diye ortalığı ellialtıya vermedik ama sonuçta insanlar bugün depoya giren yarın eve girer diye çok tedirgin oldular. Tutanağı imzalayın diye taktı adam. Yahu ben İstanbul'da oturuyorum, karakola falan çağıracak olursunuz gelemem derken adam ben Beşiktaş'ta çalıştım. Sen nerde çalışıyorsun dedi. (Hemen sen, biz bey diyoruz. En sinir olduğum şey, hiç tanımadığım insanın hemen SEN demesi. Efendi olun lan biraz :) ) konu alarma geldi benim evimde pronet var tek çaresi bu!!!! dedi. Bende var zaten dedim. Bi de akıl veriyo ya insan utanır yani söylerken.

Bu sırada annem ve bir komşu amcamız geldi, alarm muhabbeti devam ediyor. Adam anneme, kızın çok uyanık haa dedi. Ben ortada hiç bir delil yokken bizim depoyu kim talan etmiş bulun demiyorum ama insan bi der ki. "Böyle olaylar sık oluyor, panik yapmayın. Evinize girecekler diye üzülmeyin. Ama en güvenlisi teknolojiden yararlanmak. Alarm taktırmanızı öneririm." yani beklenti bu. Apartmandaki komşular da zaten laftan anlayan normal insanlar. Ama "yenge ehe eheee, alarm taktırın, biz yardımcı olalım" (evet bunu da öneriyorlar, pronette birini önerirsen bir ay alarm ücreti ödemiyorsun) gibi zevzeklenmelerden öteye gidemiyor konuşmaları.

Pronet, evet!

Ben de bolca geyik yaptım aha çeyizler gitti kesin evde kaldım diye. Ben geyik yaptıkça komşular sen evlen de çeyizleri biz alırız diye şaka yaptı komiklik şakalar! Yeminle çoğu kadın konu komşuya hırsından evleniyo, mahalle baskısı neymiş anladım beybi.

Hırsızlar manyak galiba bizim söktüğümüz kapı kollarını, hurda demirleri falan alıp gitmişler. 400-500 milyonluk tencere setini almamışlar :) Benim çeyizler gitmemiş yani, annem çok sevindi. Hala evlenebilirim!!!