25 Aralık 2010 Cumartesi

Laduree ziyareti



Sevgilimin de işi zor, makaron diye taaa karşıya Bebek'e gittik. Açıldığından beri gitmek istiyordum, bugün öğlen götürdü beni sağolsun.

Küçücük bi yer içeride rengarenk kutular ve makaronlar var. Biz kese kağıdında aldık, kutu almak için bi kere daha gidilir :)

Çikolatalı makaron efsane, giderseniz mutlaka ondan alın. Her zaman alınacak bi şey değil pahalı bir zevk diyebiliriz tanesi 3,75TL.

21 Aralık 2010 Salı

Minka Travel ile Şarköy Mürefte Gezisi-Ekim 2010


Üzerinden baya zaman geçti ama bu ara yoğunluktan her şeyi gecikmeli yapıyorum.

Grupanya, şehirfırsatı gibi siteler baya yaygınlaştı. Enteresan şeyler de oluyor gerçekten, takip edip yakalamak lazım. Ben Tekirdağ taraflarına hiç gitmemiştim, Minka Travel'ın bir Bağbozumu gezisi vardı Şarköy-Mürefte'ye. Antin kuntin bi insan olmak zor, sürekli yeni şeyler bulmak lazım ki şanımıza leke sürülmesin :) Neyse geziyi aldık.

Pazar sabahı erkenden hareket ettik. Soğuk olur diye kat kat giyindik ama şansımıza hava çok güzeldi. Yoldaki ihtiyaç molalarından sonra (eğlene eğlene gittik diyebilirim, 3-4 saat sürdü yol) Mürefte'ye vardık. Küçücük bir sahil kasabası, mevsimin de etkisiyle bomboş bi yer. Sadece yerli halk var. Önce Aker diye bir ailenin şarap imalathanesine gittik, buranın özelliği hiçbir kimyasal kullanmadan üzümü fermante etmesi.

Şaraplar da bu yüzden saklamak için pek uygun değil ama içilebilir güzel şaraplar vardı. (Gezinin sonunda en güzel şaraba ulaştık aslında)


Bahçeli güzel bir ev, alt katı imalathane bodrumda da ailenin sakladığı bazı eski eşyalar var.

Sonra deniz kenarında yemek yedik, balık tabi ki. Öğlen saatinde rakı içen katılımcılar vardı :) Müzisyenler geldi yemek yerken, klarnet keman :) Sonra yine bir şarap firması olan Melen Şarap'ın satış yerine gittik, küçücük bir dükkandı. Tabi her yerde bi kaç şişe şarap açılıyor ve içiliyor.


Bizim en çok beğendiğimiz Kutman şaraplarının müze ve satış yeri oldu. Fotoğraflardan da görebilirsiniz. Şaraptan anlamıyoruz diyorduk ama biraz da olsa anlıyormuşuz buradakiler farklıydı gerçekten :)

Acı kavun diye bi şey var biliyo musunuz? Dokununca patlıyor, zehirliymiş. Ispatlayana kadar canım çıktı, üstlerine taş attım uzaktan :)

Sahilde yürüyüş yaptık, denize taş attık, çay içtik. Dönüş yoluna çıktık. Dönüşte Tekirdağ köftesi yemek için durduğumuz yerde deve ve devekuşu vardı. En az gezide eğlendiğim kadar eğlendim devekuşuna bakarken. Ne asabi ne komik hayvan ya :) Aşağıda devekuşu ve deve ile olan imtihanımı görebilirsiniz :)


Bağbozumu bittiği için şarap almak için gidilmiş gibi olsa da çok güzel bir geziydi, tavsiye ederim bir yerde denk gelirse mutlaka değerlendirin. Tur şirketinin sahibi Nejat Bey Trakyalı olduğu için hem gittiğimiz yerlerde herkesi tanıyordu hem de en az bizim kadar eğlendi, herkesi neşelendirdi. Aklımda Edirne, Bursa turları var en kısa zamanda onlara da gitmek istiyorum :)

15 Aralık 2010 Çarşamba

Yıl dönümü hediyesi

3. yılımız bitiyor beybiler. Yaratıcı olabilecek her şeyi yaptım, artık aklıma hediye ve süpriz fikri gelmiyor. (İcat edilebilecek her şey icat edildi diyen Amerikan patent dairesi başkanı gibi oldum, dükkanı kapatayım en iyisi.)

Bi el atsanız diyorum ya, bi fikir verseniz hacı be. Ne bok yiycem olum bir ay kaldı valla, geçen yıllardaki tüm özel günlerde bir ay önceden hazırlanmış oluyordum.

Bu arada sevgilimi de bi kaç aydır güzelce tehdit ediyorum, ne yapacak bakalım :))

antik kuntik şarap içimi



Merope bizim antin kuntinlere antik kuntik dediğinden beri ismi değişti antin kuntin faaliyetlerin :)

Şarap yapımı gezisine gitmiştik, ayrı bir yazıda yazacağım onu da inşallah. Kutman şaraplarının müzesini gezdik ve şarap aldık. Şaraplardan birini açtık geçenlerde. Yanına peynir, elma, galeta koyduk. Mis gibi oldu valla :)

Peynirleri kestiğim gibi elmaları da küp küp kestim. Üstlerine de yıldızlı kürdanlardan batırdım, (Kadıköy'de pasta malzemeleri yapan bi yerden aldım). Fotoğraflardan anlaşılmasa da bir şişe şarabı üç kişi devirdik :)