24 Mayıs 2009 Pazar

Antin Kuntin Weekend - 2

Yine bir akw ile karşınızdayız efendim. Bu haftaki antin kuntin faaliyetlerimiz İstanbul dışındaydı.

Basit bir akw ile hafta sonuna başladık :) Kadıköy'de susamlı simiti tahtından edecek bir simit var artık. Simitin üstünde susam değil çekirdek içi var. Ben yemiştim ama böyle değişik bi şey gördüğüm zaman sevgilim yemeden ben de yemiş sayılmıyorum. Çekirdekli simit kendisinde macaron'un bıraktığı izlenimi bıraktı. Yani olsa da olur olmasa da olur gibi :) Ben hepsini yediğim için fotoğrafını çekemedim, fotoğraf da yok valla internette :) Siz hayal edin artık. Susam yerine ay çekirdeği içi var simitin üstünde.

Cumartesi günü uzun zamandır görmek istediğimiz yerlere gittik. Erkenden yollara düştük, önce Şile'ye gittik. Şansımıza hava çok güzeldi, ne çok sıcak ne çok soğuktu. Şile'nin çok güzel bir sahili ve sevimli evleri var. Her zaman öyle mi sahil yoksa biz kalabalık olmayan saatine mi denk geldik bilemiyorum ama sessiz sakin huzur dolu bir yer. Elimizde bir gezi rehberi vardı oradan baka baka dolaştık. Sahilde gezdik, denizi seyrettik, kayalıklara tırmandık mis gibi deniz havası aldık. Ben yanımıza mayo almadığımıza çok pişman oldum. Şile'de bu fotoğrafı çektiğimiz yerde güneşlenen iki kız vardı, çok kıskandım :)
Sonra tepedeki deniz fenerine gittik. Burayı da gezi rehberinden öğrenmiş sevgilim. Türkiye'nin en büyük feneriymiş. Orada yaşayıp deniz fenercisi olası gelir insanın o kadar güzel bir manzarası var.


Daha sonra da annelerimize şile bezinden elbise aldık. Elbiseleri satan ablaya ısrarla kolsuz dizüstü bi şeyler vermesini söyledim ama upuzun ve uzun kollu şeyler gösterdi bana:) Bizimki öyle şeyler giyemez hele yazın mümkün değil. Kadın bütün kış çıplak ayak, tişörtle gezdi :) Neyse önü pembe işlemeli (bütün işlemeleri kasnakta elle yapıyorlarmış) beyaz kolsuz bir elbise aldım, bayılacak. Çarşısı da çok sevimli, para çekmek için girdik arba girmeyen arnavut kaldırımlı hafif yokuşlu bir çarşısı var.
Şile'de yeterince gezdikten sonra Ağva'ya doğru yola çıktık. Asıl hedefimiz Akçakese'ydi. Bir hafta sonu tatil yapalım diye İstanbul'a yakın yer ararken bungalow koyu diye bir yer bulmuştum ama gitmek kısmet olmadı bir türlü. http://www.bungalowkoyu.com/ Şile ve Ağva arasındaymış burası, oraya gitik. Bayıldık. Sahili muhteşem, denizin rengi çok güzel, kumsal da süper.

Küçük sevimli bir restoranı var. Evlerin içine bakmadık ama yatak ve banyo var işte. Orada bu sene ilk defa deniz suyuna değmiş olduk :) deniz kenarında yürüyüş yaptık, ben fotoğraf çekerken converse'lerimi ona vermiştim. (yeni oldukları için ve kendisi bana aldığı için çok kıymetliler) ve ben fotoğrafımızı çekmeye çalışırken converse'imin birini denize düşürdü. ("bunu anlatmazsa ölecek hastalığı"na yakalanmışım) neyse gezimiz sırasında tatsızlık çıkmasın diye fazla uzatmadım, bi saat falan vik vik ettim sadece :)))
Sonraki durağımız Ağva oldu. Şöyle bir turladıktan sonra kayıkların gezdiği meşhur yerinde yemek yedik, dinlendik. Yemek yerken yanımızdan ördekler geçti :) uzun yolda kedi köpekten başka hayvan görmek istiyorum illa, kirpi, kaplumbağa, sincap veya başka bi şey :) ördek de sayılır ama

Ağva'dan sonra İstanbul'a döndük. Ben en çok Akçakese sahilini beğendim, bir hafta sonu kalmaya gideriz inşallah. Böylece bir akw'nin de sonuna gelmiş oluyoruz. Emeği geçenlere teşekkürler :)

2 yorum:

BEERREGULAR dedi ki...

converse'in rengi kaçmasın da aman.. deniz suyu malum.. allam yarebbim..

Ordanburdanhayattan dedi ki...

selam,
minciyi nerden alabileceğini sormuşsun ama istanbulda bildiğim bir yer yok maalesef. biz de yazın memlekete gidince bolca alıp dondurucuda tutuyoruz,hatta geçen yaz aldığımız henüz yeni bitti. bence eğer oralardan getirtebileceğin birileri varsa kargo yaptırt.öyle birkaç günde bozulacak bişey değil ki. sonra da porsiyonluk olarak at dolaba,umarım yardımcı olabilmişimdir.