18 Mayıs 2009 Pazartesi

taze nohut :)

- halk danslarına ilgi duyarım, her yöreninki hakkında iyi kötü fikir sahibiyimdir. izlemeyi de çok severim ama bu kolbastıya dayanamıyorum arkadaş. sevemedim bi türlü. bugün izinliyim, gündüz kuşağı programlarına bakıyorum. her yerde bi kolbastı ekibi var, ne oyunmuş be mübarek dört bir yanımızı sardı.

- şahane ıspanaklı börek yapıyormuşum ben meğersem :) valla kendi yaptığım şeyi pek de beğenmem hep kusur bulurum ama bu olmuş! harcı çok mu oldu, yufkası az mı oldu derken becermişim. annemin mutfağında ona sormadan bi şey yapamıyorum. sorunca aldığım cevabı da beğenmiyorum hahah :)) "anne bu yeter mi?" diyorum "yetmez daha koy" diyor. "yok yok yeter bu" diyorum :)

- annemi zorla pazara götürdüm dün o sıcakta. istanbulda evime yakın pazar yok, meyvelere sebzelere baktım mis gibi. taze nohut aldım yedim :) çocukken kabuklarını yere atardık yerken. sonra da bitince nohutun süpürge gibi olan kısmıyla süpürürdük ey gidi günler. mahalleye nohutçu gelmesi kadar büyük olay yoktu o zaman. kalaycı vardı bi de, onu nasıl unuturum. (müzeyyen senar'ın kalaycı diye süper bi şarkısı var, nerden bulunur acaba o? "kalaycının sesi yanık, pabuçları yırtık pırtık..." diye devam edip giden süper eğlenceli bir şarkıdır. yazlık şarkımızdır aynı zamanda, yazlıkta bi yere gidileceği zaman yol boyu o dinlenir. kimse de bıkmaz. o şarkıyla adana'dan mersin'e kadar gittik bi kere.)

- ilkokuldaki kuzenim ankaraya gelmiş anıtkabir gezisine. ne kadar mutludur şimdi. ilk şehirdışı gezisi galiba arkadaşlarıyla. biz de 5.sınıfta halk oyunları yarışmasına gitmiştik safranboluya. ne büyük eğlenceydi. benim boyum kısa olduğu için ekibe almamışlardı, tabela tutmuştum. sözlükte yazmıştım bunu :) bildiğin yarım insan boyutlarındaydım gerçekten ekibi bozuyodum yani :) ilk 2, türkiye finaline gidiyordu. biz üçüncü olmuştuk. dönüş yolu boyunca zırlamıştık :) yine de çok eğlenceliydi.

Hiç yorum yok: