4 Eylül 2009 Cuma

Yollardayım yine

Bugün aklıma geldi. Bana Kamil Koç veya TCDD sponsor olsa ya! Ne güzel olur lan valla, önünde Kamil Koç yazan t-shirtle gezebilirim mesela. Jingle'ı falan varsa arkadaşlarımla konuşurken arada söylerim. Reklam reklamdır. Baya da geziyorum, ayaklı pano gibi ülkenin dört bir yanında reklamlarını yaparım.

Şu anda Kamil Koç'un 18:30 İstanbul- Ankara seferinden bildiriyorum. Molamızı verdik, yemeğimizi yedik. Yola devam. Bu otobüs rahat hat olduğundan internete girebiliyorum.

Sürekli olarak seferdeyim, otobüs, tren koltuğunda oturmaktan götüm düzleşti diyebilirim :) Haftaya İstanbul'dayım gibi görünüyor. Sonraki hafta yazlıktayım ama Ankara üzerinden gideceğim hahah :)

Otobüste sürekli olarak koltuğu yatırmakla uğraşan insanlara karşı çok enteresan duygular besliyorum. Önümde sevgi pıtırcığı iki insan var, Otobüse bindim destur bismillah, önümdeki adam koltuğu burnuma dayadı. Bi şey demedim ama dahaa deniyo yani yatacak mı diye. Yanındaki sevgi pıtırcığı partneri de yanımdaki kızcağızın dizlerine dayadı koltuğu. Hadi benden bi bok olmaz ama yanımdaki iri kıyım, koltuğu kadının kafasına geçirecek dedim. Bu arada rahat hatta iki koltuk yanyana bi de koridorun diğer tarafında koltuk var. Orada da bi çocuk oturuyor. Bunların çocuğu mu tanıdığı mı neyse artık. Molada çocuk benim adamın yanına geçti. Kadın koridorun diğer tarafında kaldı. Adam az önce kadının elini tuttu ya, koridorda el ele tutuştular bi süre. Bu çocuk eğer onlarınsa ve bu sevgi pıtırcığı durum devam ediyorsa yeminle kalkıcam "abi yatır koltuğu valla ben kalkıyorum, ablayı da al yatın uzanın" diycem.

Adam son bir hamleyle kucağıma yatmaya çalıştı sayın seyirciler! "Afedersiniz koltuğu biraz kaldırır mısınız burası çok dar da "dedim. Hala ne kadar kibarım bakar mısınız lütfen. Ama hayır deseydi gel sen buraya otur da kadının elini biraz ben tutayım diyecektim. Yelloz moduma geçecektim valla.

Ben yolda genelde okurum, çok yorgunsam uyurum. (koltukları kurrcalamam, orayla burayla oynamam, o bozuk bu bozuk kafama takmam.) Molaları çok sevmem ama otantik şeyler satılan dükkanları severim. Kardeşimle yemek için kurutulmuş çilek (evet burada da antin kuntin şeyler bulabiliyorum) aldım. Keş diye bi peynir var, çok sert. Kesmek çok zor, babamın anlattığına göre sobada kızartılıp yenirmiş. Çocukluk anılarında hep geçer bu peynir. Amcamla almıştık bi kere, kesmeyi beceremediğimiz için rendeleyerek salataya koyuyordu. Tuzlu böyle parmesanın yöreseli gibi bi şey :) Bayadır istiyordu, dinlenme tesisinden başka yerde görmedim. Az önce ona da bi kalıp keş aldım, rendelesin dursun artık.

4 yorum:

Tuğba dedi ki...

"Rendelesin dursun artık" kısmında koptum ben :))

Binbir maceralı otobüs yolculuklarım geldi aklıma. Hiçbiri normal olmaz, genelde ön koltukları aldığım için şoför ve muavin arasındaki sohbeti dinler eğlenirim :)
Zaten sığamam da o koltuklara :))

unusual dedi ki...

peynire ayrı bi düşkünlüğü var ama, sofraya peynir konacaksa o keser, asla elletmez :) sabah akşam rendeler artık bunu haha :)

şu anda sol bacağımı kolçağın üstünden sarkıtmak suretiyle koridora taşıyorum. Adam kucağıma yatmakta ısrarlı çünkü. Radyo var koltuklarda, adam kadını dürttü demin. eliyle 5 ysptı, kadın da 5. kanalı açtı. adamın yanağını sıktı sonra da, onların şarkısı çalıyordu herhalde. Ne romantik çiftler var yarebbim.

Loreathan dedi ki...

Koltuğu kaldırırmısın dersin, ters ters dönüp bakar 3mm yukarı kaldırır, o zaman o kafaya balta indiresim gelir.

unusual dedi ki...

ben de o istekle 5 saat gittim maalesef :)