1 Ekim 2008 Çarşamba

bayramda misafir çocukla oynama zorunluluğu

başlık net.. Dün "hadi yağmurcum, ablan sana odadaki oyuncak sepetini versin, beraber oynayın" dedi annem, hoop postaladı beni odaya. halime'nin nalet sepeti gibi bi sepet var odamın köşesinde. ayda bir misafirliğe geldiğim için ailemin evine, sepet de pek ilgimi çekmemiş. yağmur 11 yaşında, biraz yabani, pek bizim aileden kimseye çekmemiş diyorum içimden. neyse arkadaş olabilecek gibi duruyoruz ama, ilk izlenimim bu. döküyoruz sepeti. anammm dreamland'den aldığımız oyuncaklar. çocukluğum onlarla geçti be. iki tane bebeğim var sepette (az sevdiklerim var ama, damla ve aslı. barbie bebeklerim yok, onlar paketlenip saklandı bi yere biliyorum)

parantez açıp dreamland'e değinmek istiyorum. biz küçükken fırat gibiydik tam olarak. bahçede oynardık, erkekler maç yapardı kızlar evclik oynardı, ağaca çıkardık. kedi köpekle oynardık (ben özellikle yavru olanlarını tüm harçlığımı süte yatırmak suretiyle besler, eve sokmaya çalışırdım, hiç başarılı olamadım ama neyse) ezan okununca eve girerdik, balkonumuz bisikletimiz misketlerimiz vardı. bilgisayarımız yoktu, evdeki teknolojik şeyler video ve müzik setiydi. o yüzden ateri salonlarına bi düşkünlük vardı bizim dönemde. ankara'da ilk açılan alışveriş merkezi benzeri şey atakule'ydi. kumpiri ilk olarak orda yemiştim. dreamland diye bir oyun salonu vardı içinde.





işte soldaki.. içinde bowling gibi bi şey (tam olarak anlatamıycam şimdi) at yarışı (12 kişi, birer masaya oturup, farklı puanları olan deliklere topları sokarak, kendi atını birinci yapmaya çalışıyordu, birinciye oyuncak veriliyoru) küçük bir havuzda gemi bile yüzdürebiliyordun, bir sürü eğlenceli şey vardı işte. karne alınca (küçükken akıllıydım hep 5 olurdu karnem, sonradan poka döndü), bazı bayramlarda, tatillerde giderdik dreamland'e. bayılırdık oraya ya, keşke kapılar kapansa ben burda kalsam sabah kadar oynasam dediğimi hatırlıyorum.

konumuza dönersek, benim dreamlandden bayılarak aldığım oyuncaklar yağmur'u pek sarmadı. sohbet etmeye başladık, ya ben hafife alıyorum çocukları ya da 11 yaş aklı başında olabilmek için yeterli. yani çocuklarla girilen komik diyaloglar başlığı için bir tane veri yok elimde, o kadar güzel konuşuyor yani yağmur. keman çalıyormuş, vanessa mae falan dedi pes dedim artık! baya baya arkadaşım gelmiş onunla konuşuyormuşuz gibi hissettim.

neyse dur daha en bombasını söylemedim. bilgisayarım açıktı, su maymunu diye bi şeyden bahsetti yağmur. google'dan bakalım dedik, görsellerde ara dedi bana. yuh be onu nerden biliyosun da denmiyor tabi, aradık görsellerde...

sana bir site göstereyim dedi, www.stardoll.com nası bi site allahım, sen bir kız yaratıyorsun, saçını başını, vücut tipini belirliyorsun. siteye üye olunca sana 25 dolar veriliyor, alışveriş yapabiliyorsun bu paralarla. (istersen gerçekten para verip superstar olabiliyormuşsun, onlara tanınan ayrıcalıklar varmışi pes.) küçücük kız dkny'ı biliyor. alışveriş yapıyor, süperstar oluyor, sınıf arkadaşları da üyeymiş bu siteye, onlar neler almış onlara bakıyor, kıyafetlerin indirime girmesini bekliyor, tüketim çılgınlığı 11 yaşında başlıyor... böyle bir site olmasına şaşırmadım, daha neler vardır internette ama bu yaş grubunu özendirdiği şeyler çok da uygun değil sanki.

sonuç olarak, dün akşam bize gelen misafir çocuk beni oynattı :)

1 yorum:

Ova (Excuse My Reading) dedi ki...

benim 8 yasındaki kuzeni m kendine web sitesi yapmış ya.. hayır nasıl yapıyo, nerden buluyo, bilgisaayarla 18 yasında tanısmış biri olarak hayret ediyorum