30 Mayıs 2010 Pazar

Brenna Maccrimmon Konseri

Artık yazamıyorum ya, hep aklımda ama oturacak fırsat bulduğumda gerçekten oturuyorum. İş yerinde de girişleri kapattılar yine. Akşam konser var, hem de solo söylüyorum. Benimle birlikte solosu olan 3-4 kişi daha sadece sazlarala söyleyecekmiş. Yani koro ve hoca yanımızda olmayacak. Üç buçuk atıyorum o yüzden. Haftaya salı flüt konseri var. Mozart'ın üçlü bir flüt parçasını çalacağız. Çalamam ben bunu diye baya direndim ama bildiğin çalıyorum. Ses kalitesi süper değil ama yanlış nota basmadan, vuruşları kaçırmadan parçayı tamamlıyorum.
Spora başladım, yetişemiyorum hepsine. Son haftam artık, koro ve flüt bitse de bi rahatlasam.

İşler de çok yoğun bu ara, Pazartesi Trabzon'a gidiyorum yine. Salı gecesi dönücem, çarşamba da yoğun olacak.

Bu akşma için saçlarımı yapmam lazım, giyeceklerimi hazırlamam lazım ama resmen kalkamıyorum. Koltukta yuvarlanıyorum teletabi gibi :)

Arada derede aksiyonlarımız da olmuyor değil :) Brenna Maccrimmon'ın konserine gittik. Kimdir bu abla derseniz "Crossing the bridge- The sound of İstanbul"u izlemenizi öneririm. Bu ablamız Kanadalı bir Türk Halk Müziği sanatçısı. Balkan ezgileri üzerine yoğunlaşmış. Oyun Atölyesi'nde konseri vardı. Sevgilimi de peşimden sürükledim, beraber gittik. Konser değil de dinleti gibiydi aslında. Çok az Türkçe söylediler. Ben bile bilmiyordum söyledikleri türkülerin çoğunu, çok eğlenceli bir konserdi diyemiycem ama gerçekten farklıydı. Bir daha olsa gitmem ama bir kere gitmiş olmaktan mutluyum. (Her akw sonrası birbirimize soruyoruz, bi daha olsa gider misin diye :) )



Ritm çalan adama bayıldık gerçekten. Bendir gibi bi şey çalıyordu, yanında da bir sürü renk saz kullandı. İsimlerini bilmediğim için yazamıyorum. Konserin en güzel tarafı çok farklı ülkelerin enstrümanlarının bir arada olmasıydı galiba. Bir de tabi Kanadalı birinin Türk Müziğine, Balkan Müziğine ilgi duyması yıllardır bunları çalışması gerçekten çok etkileyici.

Hiç yorum yok: