28 Nisan 2009 Salı

Canım Ailem (nasıl babanne oldum)

Merto kayboldu ya, iyi bir taksici amca onu eve getirdi. Hep beraber yemek yediler, adamın yanına da yemek verdiler eve götürsün diye, ailece uğurladılar, yine bekleriz, ufaklığı da getirin dediler. İşte bu yüzden seviyorum bu diziyi zaten :)

Üç kardeş birbirine sarıldıkça benim ağlayasım geliyor. Zaten ota boka ağlıyorum. (Bugün müdür odaya çağırdı beni, noluyo dedi. hahahaha aynen böyle, noluyo? Bazen kızıyorum ama genel olarak seviyorum onu yaa. Resmen üzülmüş yani, gel bakalım biraz konuşalım seninle dedi. Kötü görünüyorsun bir derdin mi var dedi. Yok dedim, bazen "kimseye etmem şikayet, ağlarım ben halime, titrerim mücrim gibi baktıkça istikbalime" modunda oluyorum, böyle mi anlatayım yani. Bi şey yok diyip geçiyorum ben de napiyim)

Benim adamım Furkan ya, bu kadar Furkan olamaz bi insan. Tam mahallenin çocuğu. Nasıl tatlı bakıyor Eda'ya. Bu Furkan'ı oynayan çocuk zaten Eğreti Gelin'de de onuyordu. Süper oyuncu gerçekten, çok meşhur olacak.

Ah Feridem vah Feridem, o ağlıyor ben burada ağlıyorum. Kaypak nişanlısı dükkanda kızlarla fingirdeşiyormuş. Kızı resmen şeytan dürttü, dükkana kameralı kalem koydu. Kenan efendi'nin kızlara yavşadığını gözleriyle gördü. Nasıl ağladı, kıyamam. Beni de ömrü hayatımda iki kere şeytan dürtmüştür. İkisinde de gördüğüm şeyleri hiç sevmedim. O yüzden ne telefon karıştırma, ne maillere bakma, ne başka bi şey hayatta yapmam. Görebileceğim şeyler beni üzer diye kurcalamam sağı solu. Bazı şeyleri bilmemek daha iyi galiba. Allah Kenan gibi erkekten korusun. Anne kuzusu, karaktersiz, kaypak. Adamı iki dakkada yerin dibine sokarım işte :)


Bu Mert'i de yemek lazım, yanaklardan başlayarak. Resmen babanne gibi oturdum dizi karakterleri hakkında yorum yapıyorum. Ben bu diziyi gerçek sanıyorum! Müdürüm geçen hafta sonu Emirgan korusuna gitmiş, dizinin setini görmüş. Allahım nası kıskandım anlatamam, sanki Hollywood'a gittim bütün ünlüleri gördüm dedi kadın. Ben de gidicem Emirgan'a :)

Hiç yorum yok: