21 Ocak 2009 Çarşamba

Sol anahtarı

İlkokuldayken piyano çalıyordum. Klavyeyle başlayan sonra piyano ile devam eden bir- iki yıllık bi maceram oldu. O zaman sokakta oynamak evde kargacık burgacık notalara bakıp, hiç zevk almadığım klasik müzik parçalarını çalmaktan daha cazip geliyordu. Gittiğim kurs sayesinde Susam Sokağında oynamışlığım ve hatta Kayahan'ın albümlerinin yapıldığı stüdyoda kokulu kulaklıkla şarkı söylemişliğim vardır. Kokulu kulaklık diye bi şey vardı yemin ederim, kafam o kadar küçüktü ki oradaki kulaklıklar bana olmuyordu, sonra başka bi tane bulup getirmişlerdi. Bi ara da ilkokulda ne kadar küçük olduğumu anlatan bi yazı yazmalıyım galiba! Sonra Anadolu Lisesi sınavı, evde piyano olmaması gibi sebeplerle piyano olayına veda ettim. Bir iki yıl sonra da evde piyano düşünebileceğim bir ortam kalmamıştı zaten.

Ortaokul, lise yıllarında müzikle alakam çevreden duyduğum "Aaa senin sesin güzelmiş" cümlesinden öteye gidemedi.

Üniversitede koroya katılmak istedim, istedim istedim bi türlü fırsat yaratmadım, gidip sormadım. 4. sınıfın başında Halk Eğitim Merkezi'nin önünden geçiyordum, "Halk Müziği Korosuna koristler alınacaktır" ilanını gördüm. İçeri girip sordum, hemen o hafta derslere gitmeye başladım. Bir kaç haftalık dersten sonra, bir sınav yapıldı. Veee koroya girmeye hak kazandım :)) O yıl hiç devamsızlık yapmadan derslere devam ettim, o kadar mutlu oluyordum ki final döneminde bile gittim koroya. O yılın sonunda okulum bitiyordu ve Ankara'ya dönecektim, prensip olarak koroda bir yılını doldurmayanlar konserde solo söyleyemiyordu ama hoca benim devam durumumdan duyduğu memnuniyeti bana konserde solo vererek belirtmişti :) (sınıfta yaptığı konuşmada, özverili çalışmam için teşekkür ederek, bu kuralı bir defaya mahsus benim için bozduğunu söylemişti, ne kadar mutlu olmuştum) Sahnede heyecandan dizlerimin nasıl titrediğini "Allahım eteğim sallanıyor, herkes dizlerimin titrediğini görüyor" diye nasıl endişelendiğimi hatırlıyorum.

Bu anlattığım olay 2003 yılında oldu, 2003'ten beri Halk Müziği korosundayım. Baya türkü öğrenmişimdir herhalde 6 yılda. Armoni falan bilmiyorum ama müzikle ilgili bazı mevzulara uyandığımı söyleyebilirim. Daha çok bilmek, daha çok anlamak isterdim. Aslında koro hocamız şan ve solfej dersi de veriyor ama onlara da katılmak istersem haftaiçi neredeyse bütün akşamlarımı koroda geçirmem gerekecek.

Sahnede olmak çok güzel, amatör olarak bile olsa gerçekten çok güzel.. Salı akşamı konserimiz vardı. Konserden önce salonun ne kadar kalabalık olduğuna bi bakarız mutlaka, sahnedeyken ışıklar yüzünden izleyiciyi göremiyorsun. Salon kalabalıksa süper, boşsa fena.

Güzel oldu konser, Edirne yöresi konseriydi. Biz söyledik, tiyatro gösterisi ve halk oyunları vardı. Bir kızla erkeğin aşkının köylüler tarafından öğrenilmesi, kız isteme, kına, düğün, maniler.. Normalde sadece koro konseri olduğunda, konser biter sahneden inersin ama bu başka türlü konser olduğu için biz de tiyatrocu gibi selam verdik, en eğlenceli kısım orasıydı..

1 yorum:

Adsız dedi ki...

Loosen [url=http://www.invoicesmaster.com]how to make an invoice[/url] software, inventory software and billing software to create competent invoices in minute while tracking your customers.